Geçen haftasonu Yeni Zelanda 'da yapılan seçimlerde sosyal demokrat İşçi Partisi %49 gibi büyük bir oranı yakalayarak iktidarını korudu. Bu vesileyle ülkedeki komünist harekete bakalım.
Yeni Zelanda, 20. yüzyıl başında işçi sınıfı için bir laboratuar gibiydi. Birçok ilerici reform adımı iktidardaki Liberal Parti tarafından atıldı. Fabiancılık türü reformizmin sınırları 1. Dünya Savaşı’yla ortaya çıkmıştı. Daha radikal ve işçi sınıfının kendi öz örgütlenmesine dayalı fikirler bu sırada yaygınlaştı. Özellikle İngiliz göçmen işçilerin 1909’da kurduğu “Kızıl Federasyon” sosyalist bir sendikaydı. Çeşitli sosyalist grupların birleşme süreci, 1916’da İşçi Partisi’nin (“Labour Party”) kuruluşuyla tamamlandı. Sosyal demokratlardan ayrılan komünistler ise 1921’de “Communist Party of New Zealand”ı (CPNY) kurdu.
İlk yıllarında CPNY’nin zaten az olan üye sayısı, art arda gelen tutuklamalarla sınırlı kaldı. Parti, girdiği seçimlerde de kayda değer bir başarı gösteremedi. İşçi Partisi’nin işçiler arasındaki hegemonyası kırılamadı. CPNZ 1963’te Çin tarafını tuttu. Bu, Arnavutluk dışındaki tek Batılı örnekti. Sovyet taraftarları ayrılıp kendi “Socialist Unity Party” (1966-1990) partilerini kurdu. Sendikalarda kısmen etkili olmuş olan bu parti kendi feshedince, kararı reddedenler 1990’da “Socialist Party of Aotearoa” kurmuştu.
CPNY daha sonra yıllarda AEP yanlısı oldu. ÇKP’yi savunmayı sürdüren parti genel sekreteri Victor G. Wilcox ihraç edildi. Çin yanlıları da kendi örgütlerini kurdu: “Workers Communist League”.
İlginç olarak, Arnavutluk’ta sosyalizmin çöküşü ile CPNZ liderleri, “devlet kapitalizmi” tezini savunmaya başlayıp Cliff’çi “International Socialist Organization” (ISO) ile birleşti. Yeni örgütün ismi “Socialist Workers Organization” (daha sonra “Socialist Worker –Aotearoa”) oldu. SW 2012’ye dek devam etti. Kendini feshettiğinde ise ISO kendi adıyla devam etti. CPNZ’nin Troçkist yönelimine tepki göstererek ayrılan bir grup ise “Communist Party of Aotearoa” ismiyle devam etmeye çalışmış olsa da, kısa ömürlü olmuştu.
CPNY’nin tanınmış liderlerinden biri olan Ray Nunes, 1991’de “Mao’yu savunan ama Maoist olmayan” “Workers Party of New Zealand”ı kurmuştu. O da ilginç bir şekilde, 1990’ların sonlarında, “Troçki’yi savunan ama kendini Troçkist olarak tanımlamayan” “Revolution” isimli bir çevreyle önce seçim ittifakı yapacak sonra da birleşecekti, sonra da dağılacaktı.
Bu saydıklarım haricinde, bir de 1968 yeni sol hareketlerden, Vietnam savaşı karşıtı hareketten etkilenrek kurulmuş “Socialist Action League” (sonraki “Communist League”). Maori hakları mücadelesine özel önem veren bu grup Troçkist Birleşik Sekreterya’nın seksiyonuydu.
İyi zamanlarında birkaç yüz üyeye sahip olup belli bir etkinlik gösterebilmiş bu örgütler, ISO haricinde, artık faal değil. Şu anda en fazla birkaç düzine üyeye sahip, sosyal medyaya dayalı grupçuklar faal gözüküyor. Bunlar içinde en etkini, son seçimde İşçi Partisi için oy isteyen ISO olarak gözüküyor. Daha önceki seçimlerde de İşçi Partisi ve/veya Yeşiller için oy istiyorlardı.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder