9 Kasım 2020 Pazartesi

Britanya'da Troçkizm

 

John Kelly, Contemporary Trotskyism: Parties, Sects and Social Movements in Britain, Routledge, 2018



 Kelly, Britanya’da Troçkist hareketinin tarihini beş döneme ayırarak inceliyor:

1.       1932-1949: İlk oluşum yılları

2.       1950-1965: Umutsuz yıllar. İşçi Partisi içinde sınırlı varoluş

3.       1966-1985: Altın yıllar. Hızlı ve kararlı bir yükseliş

4.       1985-2004: Parçalanış ve zayıflayış

5.       2005-2017: Durgunluk dönemi

Seksenler sonrası dönemleştirmeler üzerine itiraz getirilebileceği söylenebilirse de, kaba bir sınıflandırma adına kullanılışlı olduğu kabul edilebilir. Bugün yirmiden fazla parçaya bölünmüş Troçkist grupları ideolojik olarak sınıflandırmak için de yedi kategori kullanıyor: Ana-akım, Ortodoks, Üçüncü Kamp, Kurumsalcı, Radikal, Latin Amerikan, Uvriyerist. [Ana-akım derken Birleşik Sekretarya (USFI), Üçüncü Kamp derken Shachtman ve Cliff taraftarlarının “Ne Washington ne Moskova” yönelimi, Ortodoks derken teoriyi yalnız kendilerinin bozulmamış halde savunduğunu söyleyenleri, Kurumsalcı derken İşçi Partisi gibi “kurumlar” içinden sosyalizm mücadelesi savunanları, Radikal derken kendilerinden önceki geleneksel mirası reddetme iddiası taşıyanları, Latin Amerikan derken merkezi orada olan örgütlere bağlılığı, uvriyerist derken de Fransız LO gibi işçici bir yolu seçenler kastediliyor. Bu sınıflandırma da, kaba hatlarıyla kullanışlı gözüküyor.]

 

 

(parantez içinde tahmini üye sayıları. 2016)

Ana-akım

Socialist Resistance (95), Communist League (15)

Üçüncü Kamp

Socialist Workers Party (6.000), Alliance for Workers Liberty (140), Counterfire (300), r21 (250)

Ortodoks

Workers Revolutionary Party (120), Spartacist League (10), International Bolshevik Tendency (5), Socialist Equality Party (50), Socialist Fight (10), FI Lambertist (2)

Kurumsalcı

Socialist Party (2.000), Socialist Action (30), Socialist Appeal (300), Independent Socialist Network (20), Marxist World (35)

Radikal

Workers Power (30), Workers International to Rebuild the FI (5), Revolutionary Communist International Tendency (2)

Latin Amerikan

International Socialist League (12)

Uvriyerist

Workers Fight (10)

 

Böyle bakıldığında, IS geleneği sürdürücüsü SWP ile “Militant” geleneği sürdürücüsü SP’nin iki büyük öbek olarak ortaya çıktığı görülüyor. Ortodoks kamptaki Gerry Healy liderliğindeki SLL/WRP geleneği ise 1985 sonrası parçalanma ile gücünü yitirmiş durumda. Aslında, en başında bu üç akımın tarihsel sürekliliğini gözlüyoruz.

Tüm Troçkist hareketlerinin kökeninde 1944-1949 arasındaki “Revolutionary Communist Party” (RCP) vardı. İşçi Partisine giren RCP içindeki ana gövdeyi, liderliğini G. Healy’in yaptığı SLL oluşturuyordu. Bu gruptan ayrılacak olan Ted Grant ile Tony Cliff ise kendi gruplarını kuracaktı. Böylece hareketin üç esas parçası ortaya çıkmıştı. Diğer bütün gruplar da bu üçünden ayrışacaktı. Özellikle de, Birleşik Sekretarya’nın İngiliz seksiyonu olan IMG bir dördüncü güç olarak 1960’larda belirdi.

Kelly’in topladığı rakamlardan, Troçkist hareketlerin üye sayısı açısından güçleri yıllar içinde yaklaşık olarak şöyle dalgalandığını görüyoruz:



1950 ile 1960'ların ortalarına kadar olan dönemde Troçkist gruplar İşçi Partisi içinde, çoğu zaman parti yöneticilerin hışmına uğrayarak taraftar toplamaya çalışıyordu. Bu özellikle Cliff ve Grant grupları için geçerliydi. Ana gövdeyi oluşturan Healy grubu (“The Club”) ise Pablo’nun “ana-akım Troçkizmi”ne karşı ortodoksiyi (Amerikan Cannon ve Fransız Lambert’le birlikte) savunanlardan olmuştu. 1956’da Macaristan’a müdahale sonrası komünist partiden (CPGB) kopanların bir kısmının katılımıyla güçlendiler. 1959’da isimlerini “Socialist Labour League” (SLL) olarak değiştirdiler. Cannon’un aksine yeniden Birleşik Sekretarya’ya dönmediler. USFI ile yolları ayıranlar arasında olan Posadistler de 1963’de kendi küçük İngiliz seksiyonunu kurmuştu.

Tony Cliff

Altmışların ortası ile birlikte Troçkistlerin büyümesi için uygun bir ortam oluşmuştu. Öğrenci hareketleri, işçi sınıfı içinde artan grevler, Kuzey İrlanda sorunu vb. etkenlerce yaşanan bir radikalleşme vardı. Bu ortamda artık İşçi Partisi dışında partilileşme süreçlerine girildi. SSL 1973’te “Workers Revolutionary Party” (WRP) oldu. Cliff taraftarlarının partileşmesi SWP ile 1977’te oldu. İki grup da sendikalarda kısmen etkili olmaya başlamıştı. WRP, aktör karı-koca Redgrave’lerin örgüte katılması ve eylemlere destek olmasıyla medyayı da kullanabiliyordu. Parti okulu açmışlardı, güçlü bir gençlik örgütleri vardı. Dünyada ilk kez Troçkist bir örgüt, günlük gazete çıkarıyordu. Fransız Lambert ile yollarını ayırmış olan Healy bu yıllarda Kaddafi ile garip bir ilişki geliştirecek, ondan düzenli para yardımı alacaktı.

Gerry Healy

Militant” dergisini çıkarttıklarında yaklaşık 40 kişi olan Grant grubu ise Troçkistler tarafından ilk başta kısa süreli olacağı düşünülen sızma taktiğini çok daha uzun vadeli olarak ele alıyordu. İzleyen yıllarda İşçi Partisi gençlik örgütünün kontrolünü ele almayı başardılar. Bu yolla İşçi Partisi yönetimince koltuk sahibi bile oldular. 1980’ler ortalarına dek giderek büyüdüler. Bu yıllarda kendilerinden olan üç İşçi Partili milletvekili vardı, Liverpool belediye meclisini kontrol ediyorlardı. Fakat, İşçi Partisinin sağ kanat liderliğinin tepkisini alınca Ted Grant ve Peter Taaffe 1983’te ihraç edildiler. Diğer kadroları da izleyen yıllarda aynı akıbete uğradı. 

Ted Grant

Altın dönemin bir başka gelişmesi, “Militant”tan ayrılanlarla SLL’nin Birleşik Sekretarya ile birleşmemesi yüzünden ayrılanların birleşerek oluşturduğu “International Marxist Group” (IMG) idi. Tarık Ali ile bilinecek olan USFI seksiyonu olan grup Vietnam’la Dayanışma Kampanyası ile büyüyecekti. Bu arada Spartakistler de kendi örgütlerini kurdular. SWP’yi başka bir yerde ele almıştım. SWP de büyüme içerisindeydi, fakat aynı zamanda en çok ayrılığın yaşandığı partiydi [Workers Fight, Workers Power, Revolutionary Communist Group, Workers League… gibi]. Artan fragmantasyon, bölünmeler, başarısız birlik çabaları sonrasında 1979’da 21 ayrı Troçkist örgüt bulunuyordu. Bunlar artık toplamda, esas sol parti olan CPGB’yi birçok bakımdan geride bırakmıştı. Troçkist hareket büyüdükçe devlet de boş durmuyor, büyük örgütleri izliyor, posta ve telefonlarını takip ediyordu. İçlerinde muhbir yerleştiriyordu.
Tarık Ali

Yazarın verdiği 1985 dönemeç tarihini fazla keskin yorumlamamak lazım. Ancak bu dönemlerde SWP dışındaki diğer gruplar büyük yaralar almıştı. En başta WRP parçalandı. RCP çevresi Troçkizmden liberteryan bir doğrultuya kaydı. IMG çevresi dağıldı. “Militant”, İşçi Partisi’nden kovulma sürecinde kan kaybetti.

WRP, her zamanki gibi keskin bir söylemle devrimci bir kriz ortamı olduğunu söyleyip ona göre tavır alma iddiasındayken, Healy’in özel sekreteri onu, yıllar boyunca 26 kadın parti üyesini taciz etmiş olmakla suçladı. Bunlarız bazıları doğrulandı. Parti, Healy’e inananlarla inanmayanlar arasında bölündü, Redgrave’ler de olayı bir M15 sabotajı olarak değerlendirmişti. WRP yıllar içinde dağıldı, beşi faal on bir grup doğdu: En bilinenleri artık iyice küçülmüş olan WRP ile ortodoksluğu artık kendilerinin temsil ettiği iddiasındaki “Socialist Equality Party” (SEP) çevresi.

Militant” çevresi 1991'de, liderleri Ted Grant'ın karşı duruşuna rağmen, sızma taktiğinden vazgeçip giderek düşman haline dönüşen ve istenmedikleri İşçi Partisi'nden çıkma kararı aldı. İngiltere’de ve daha sonra İskoçya’da Sosyalist Parti’ler kuruldu. Kararı reddeden Ted Grant ile Alan Woods ise ayrılıp, yine İşçi Partisi içinde çalışan “Socialist Appeal” grubunu oluşturdu.

Bunun haricinde, Sean Matgamna’nın çevresinden söz edilmeli. Max Shachtman’a yakın bir Üçüncü Kamp çevresi olan grup hem belirli bir etkiye sahip hem de diğerlerinden daha ayrıksı politik konumlarda durabiliyor. Daha çok İşçi Partisi içinde çalışıyordu.

2000’li yıllardan bahsedersek; Yeşiller dışında İşçi Partisi dışında sol kulvarda pek bir rakip kalmadığı koşullarda (Scargill’in SLP’si de alternatif olarak büyüyememişti) Troçkist çevreler seçim ittifakları yapıp “Socialist Alliance” olarak bir araya gelip “Yeni” İşçi Parti’sine karşı koymaya çalıştılar. Bu birliktelik ancak birkaç yıl sürebildi, sayılı bölgelerdeki adaylıklarıyla %1-3 arası oy alabildiler. 2004’te ise SWP, İşçi Partisi’nden ihraç edilmiş George Galloway ve Müslüman gruplarla beraber “Respect” koalisyonunu oluşturdu. Bu da 2008’de dağılacaktı. Ken Loach’un seferberliğiyle “Left Unity” olarak başlayan geniş sol proje, “Socialist Resistance” gibi birkaç Troçkist grup tarafından benimsenmişti. Fakat Corbyn’in İşçi Partisi’ne lider olması ve sol açısından tekrar ilgi merkezi olmasıyla bu da akamete uğradı sayılabilir. Corbyn liderliği sırasında, önceden sızma taktiğini terk ettiğini söyleyen bazı gruplar tekrar partiye girdiler. SWP, 2013’te cinsel taciz skandalı ardından bölündü; Counterfire, r21 gibi gruplar ortaya çıktı. SP’de ise çatlak enternasyonal alanda yaşandı. 2019’da kendi kurdukları enternasyonal örgütlenmeye (CWI) dahil çoğunluk seksiyonları partideki yönetim anlayışını eleştirerek ayrıldı.

Bu kısa tarihsel sunumdan sonra, Kelly’in Troçkist grupları sınıflandırması üzerinden devam edelim.

1)      Ortodokslar: WRP, SEP ve Spartakistler. Bunlar teorinin özüne sadık kaldıklarını, yalnızca kendilerinin buna sahip olduğunu iddia ediyorlar. Bu yüzden, revizyonist gördükleri evrelere karşı daha düşmanca bir dil kullanıyorlar, daha sekterler. Karşıtları da onları, çoğu zaman, “Stalinist”leri taklit etmekle suçluyor. Birçok açıdan WRP ile CPGB benzeşiyordu aslında.

2)      Ana-akım: IMG sonrası birçok bölünme ve birleşme ile günümüzde “Socialist Resistance”, Birleşik Sekretarya’nın politik yönelimlerini takip ediyor. Programatik ve taktik açıdan çok daha esnekler. Diğer gruplarla bir araya gelme noktasında daha istekliler. Sekretaryanın son yönelimi olan geniş katılımlı sol koalisyonlara girmeye çalışıyorlar. O yüzden “Left Unity” içindeydiler.

3)      Üçüncü Kamp: SWP ve AWL. Troçki’nin kimi orijinal tez ve öngörülerini revize ettikleri için heterodoks da denilebilir. SWP, ortodoksiden kimi motifleri korusa da heterodoks yanı çok daha belirgin. Gelenek dışı etkilere daha açık. Sektler arası didişmeye pek önem vermiyor. Sayı ve kalibre açısından da çok daha fazla entelektüeli bünyesine çekebilmişlerdi. (“Militant”ın da birçok entelektüeli vardı tabii, örneğin iktisatçı Andrew Glyn). AWL ise SWP’nin “düşman kardeşi” sayılabilir. Filistin meselesinde Yahudi tarafına daha yakınlar. Anti-semitizm tartışmalarında İslamcılar tarafına düşmüş SWP aksine Yahudiler tarafındalar. Kuzey İrlanda konusunda da genel soldan daha ayrıksı düşünüyorlardı. Brexit referandumu sırasında kalma yanlıları arasındaydılar (tıpkı 1975’teki referandum öncesi takındıkları tavır gibi). Ayrıca, antiemperyalizm adı altında despotik rejimlerin desteklenmesini kabul etmiyorlar. Bu yüzden, bazıları için isimleri “emperyalizmin solcuları”na çıktı.

4)      Kurumsal: (İşçi Partisi içinde çalışmayı teorize ettikleri için böyle isimlendirilmiş.) Kurumların ele geçirilmesiyle, sosyalizme barışçıl bir geçiş yapılabileceği gibi bir düşünceleri var. “Militant”/SP geleneği. Ted Grant kendi kurduğu grupla ters düşünce, 1991’de ayrılıp “Socialist Appeal” ile devam etmişti.

5)      Radikaller: Kendilerinden önce gelen Troçkist geleneklerin bir şekilde farklı sapmalara (revizyonizm, likidasyon, oportünizm, gerillacılık vs.) girdiğini, yeni baştan işe girişmek gerektiğini savunan kesimler. Örneğin SWP’den ayrılmış “Workers Power” grubu. Oluşturdukları enternasyonal örgütlenmenin ismi de bunu ortaya koyuyor: “League for the Fifth International

6)      Latin Amerikan: Bunlar daha çok Latin Amerikan Troçkistlerine yakın olan gruplar. Geçmişte Posadistler, ya da günümüzde Moreno’ya yakın “International Socialist League” gibi. Kelly’e göre aslında Latin Amerika yönelimli Troçkistlerin diğerlerinden programatik olarak göze çarpan pek bir farklılıkları bulunmuyor.

7)      Uvriyerist: Bu kategori için Fransız LO bağlantılı olan küçük “Workers Fight” çevresi uygun bulunmuş.




Parti yapılarına bakıldığında, özellikle büyük çevrelerde liderlerin, karizma ve/veya teorik yönlerinin yardımıyla uzun yıllar pozisyonlarını koruduklarını görüyoruz. Healy 38, Cliff 50 yıl liderlik yapmış. Grant 41 yıl “Militant”ı yönetmiş. Parti içerisinde tüm politika değişiklikleri, tüm önemli kararlar Healy’e ait. Aynı şey Cliff için de bir noktaya kadar geçerli, SWP’de diğer yöneticilerin de bir ağırlığı bulunuyor. Grant, “Militant”ın tek adamıydı, David North da SEP için öyle.

Troçkist gruplarda azınlık haklarının yanında birçoğunda kongre öncesi geçici ya da sürekli hizipler oluşturma hakkı da vardı. Buna rağmen örgütlerin tarihleri ihraçlarla, tasfiyelerle dolu. Cinsel taciz iddialarıyla devamlı başları belaya girdi.

Finansal açıdan, gruplar üyelerinin özverilerine dayanıyor büyük oranda. WRP’nin Kaddafi’den birkaç milyon pound aldığı ortaya çıkmıştı. Günlük gazete çıkarma için kaynağı kısmen bu yoldan sağlamışlardı. Aynı zamanda, dışarıya da iş yapan modern bir matbaaları, bir eğitim okulu, beş kamyonu, motosiklet filosu vardı. 91 kişiyi yanında maaşlı çalıştırıyorlardı. Diğer Troçkist örgütler bu tür büyük mali kaynaklara sahip olmasa da, mali açıdan kitle partilerine göre çok daha avantajlılar; çünkü üyeleriyle arasındaki bağ daha idealist bir bağlılık anlayışına tekabül ediyor. Bu nedenle de üyelerinin özverilerinden daha fazla yararlanabiliyorlar.

Seçim performanslarına bakıldığında, elbette diğer sol partiler gibi, onlar için de seçimlerin kendi başına bir amaç olmadığını hatırlamak gerekir. Bununla beraber, seçimler partiler için toplumdaki güçlerini ölçmeleri, politik etki edebilmek için taktiksel bir araç ve gösterge olarak önemlidir. Britanyalı Troçkistler, II. Dünya Savaşı sonrası birkaç ufak vaka sayılmaz ise 1974’ten beri seçimlere katılmaktalar. İşçi Partisi içindeki “Militant”ı dışarıda tutarsak WRP her seçimde gösterebildiği bölgeler az olsa bile aday çıkardı. Diğerlerini de eklediğimizde, hepsinin toplam oy oranının ülkeye ortalaması %0,5-1,5 arası oldu. Bu oran, seçimlerde adayların belli bir depozito yatırması gerekmeyen yerel seçimlerde biraz daha fazlaydı: 2010’larda SWP ve SP’nin beraber gösterdiği adaylar %2-3 civarı oy alabiliyorlardı.

Yıllar içinde seçimler yoluyla ufak da olsa bir başarı kazanılmış görünmüyor. Peki, hiç mi başarılı oldukları alanlar yoktu? Kelly, bu kısmi başarıları Troçkist hareketlerin dahil oldukları ya da önderlik ettikleri toplumsal hareketlere göre yorumluyor. Başarı hanesine yazılabilecekler arasında, 1968 Vietnam’la Dayanışma Kampanyası’nı gösterebiliriz. IMG’nin (ve Tarık Ali) başını çektiği hareket Ekim 1968’de Trafalgar meydanında 100.000’den fazla kişiye ulaşan bir gösteri düzenlemişti. 1978 sonrası “Anti-Nazi League” (ANL), SWP tarafından oluşturulmuş faşizm ve ırkçılık karşıtı bir hareketti. Bunun da faşistleri geriletme açısından başarılı olduğu söylenebilir. 1989 “Anti-Poll Tax” federasyonu, “Militant” grubunun, Tommy Sheridan’ın önderlik ettiği vergi karşıtı bir mücadeleydi. Ülkede oldukça yayılan ve militanlaşan hareketin Thatcher’ın sonunu getiren etkenlerden biri olduğu söylenir. 2001’de SWP (ve diğer sol grupların) etkin olduğu “Stop the War” koalisyonu, 15 Şubat 2003’te Londra’da 1,5 milyon kişinin katıldığı tarihi gösteriyi düzenlemişti. Savaşı önleyemese de İşçi Partisi’ne karşı muhalefeti ateşlemesi açısından bu da başarılı sayılabilir. Yalnız, tüm bu hareketlerin başarısını Troçkist örgütler kendi hanelerine katkı olarak değerlendiremediler, üye ve etki açısından büyüyemediler. Sonuçları gelip geçici oldu.

Örgütlerin enternasyonal uzantıları ve bağlarına bakalım:

 

Seksiyon sayısı (kendi sayıları)

 

(Türkiye)

CWI (1974) Londra. (bölünmeden önce)

37

Socialist Party

Sosyalist Alternatif

USFI (1938) Paris, Birleşik Sekretarya

34

Socialist Resistance

Yeni Yol

IMT (1992) Londra

32

Socialist Appeal

 

FI (La Verite) (1993) Paris, Lambert

15

FI Britain

 

IWL(FI) (1982) Buenos Aires, Moreno

24

International Socialist League

 

IST (1979) Londra, Cliff

30

Socialist Workers Party

DSİP

 

 

 

 

ICF(FI) (1974) New York, Spartakist

13

Spartacist League/Britain

 

ICU(T) (1976) Paris, LO

11

Workers Fight

 

RCIT (2011) Viyana

14

RCIT Britain

Patronsuz Dünya

ICFI(SEP) (1985) Oak Park, Michigan, wsws.org

8

Socialist Equality Party

Sosyalist Eşitlik

IWU(FI) (1997) Buenos Aires

14

 

İDP

SWP PT (1990) New York, Pathfinder ABD

6

Communist League

 

CCRFI (2004) Buenos Aires

10

 

DİP

IBT (1990) Oakland, Kaliforniya

5

International Bolshevik Tendency

 

L5I (1984) Londra

9

Workers Power

 

L4I (1998) New York

5

 

 

ICWL (1987) Londra

4

Alliance for Workers Liberty

Marksist Tutum

LCFI (2011) Londra

4

Socialist Fight

 

ICFI(WRP) 1953 Londra

5

Workers Revolutionary Party

 

RSO (2007)  Viyana

4

 

 

TF-FI (1993) Buenos Aires

10

 

 

WIRFI (1990) Londra

4

WIRFI

 

PRC (2002) Paris

2

 

 

 

Troçkist hareket, Vietnam ve Sri Lanka deneyimleri dışında hiçbir zaman kitlesel bir sol partiye sahip olmadı. Bolivya gibi sendikalarda etkili olup da ülke yönetiminde söz sahibi olabilecek fırsatları da kaçırdı. Tarihsel olarak Troçkizm Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da, Latin Amerika’da (özellikle Arjantin ve Brezilya’da) kısmen etkili olabildi. Dördüncü Enternasyonal’in en büyük kolu ABD’deydi, fakat yıllar içinde SWP içinde birçok ayrılıklar yaşarak küçüldüler. Yine en son 2019’da en büyük sol grup olan ISO kendini feshetmişti. Bugün oldukça dağınık ve çok daha küçükler. Latin Amerika’yı saymazsak, Troçkist hareketin odağında İngiltere ve diğer Anglo-Sakson ülkeler bulunuyor. Enternasyonal örgütlenmelerin politik ve ideolojik merkezlerinin çoğu Londra’da (Fransızların da bir ağırlığı var tabii).

Ülke içinde SWP ve SP solda en büyük örgütlenmeler olarak görünüyor. İşçi Partisi solundaki Yeşilleri hesaba katmazsak CPGB mirasçıları CPB ile NCP, anti-revizyonist CPGB(M-L)’yi saymak gerekir. Ben bunların hiçbirinden, solda İşçi Partisi’ne alternatif olarak bir kitlesel bir sol parti yaratma açısından umutlu değilim. AWL’in AET/AB hakkındaki tutumu ise bana yakın geliyor. Şahsen, Tom Nairn’in 1975’te New Left Review’de yazdığı The Left Against Europe? makalesindeki tutumu benimsediğim için olsa gerek. Spartakistlerin SSCB hakkındaki doğru çıkışları da önemliydi bana göre. Esasen, başta CPGB olmak üzere diğer sol geleneklerden gelenlerin de yazdığı Weekly Worker ve çevresinin hareketlerini izliyorum.



1 Kasım 2020 Pazar

Tony Cliff ve “Devlet Kapitalizmi” (Troçkistler III)

 


Tony Cliff, “ortodoks” Troçkist tezlerden kısmen uzaklaşıp farklılaşarak, İngiltere’de kendi doğrultusunda bir hareket oluşturmuş bir siyasetçi. Dünyanın farklı yerlerinde kendilerine yakın tezlerin savunanlar da, onlar gibi “Enternasyonalist Sosyalistler” ya da “Sosyalist İşçi” gibi benzer, jenerik isim ve semboller kullanıp diğerlerinden belirgin olarak ayrışan ve alamet-i farikası “devlet kapitalizmi” tezi olan bir gelenek yarattılar. Bu yazıda, kısaca bu geleneği özetlemeye çalışacağım.

Asıl ismi Y. Gluckstein olan Tony Cliff (1917-2000) Filistin doğumlu Yahudi bir göçmen. II. Dünya Savaşı sonrası İngiltere’de Troçkist çevrelerde (RCP) yer alıyor. 1948’den itibaren SSCB ve Doğu Avrupa ülkeleri ile ilgili olarak “devlet kapitalizmi” tezini ortaya atıyor. Bu isimle öne sürülmüş ilk tez değil tabii ki. Daha önceden de Bolşevizm karşıtı sosyal demokratlar, “sol komünist” çevreler, Raya Dunayevskaya gibi Troçkistler benzer şeyler söylüyordu. Cliff ise tezi kendine göre geliştirdi; kızkardeşiyle evlendiği bir başka Filistin göçmeni Yahudi Troçkist Michael Kidron (1930-2003) ile beraber en bilinen hale getirdi. Kidron’un katkısı, M. Shachtman ve Keynesyen teorisyenlerden etkilenerek oluşturduğu “sürekli silahlanma ekonomisi” kavrayışıydı. Kidron’un son yıllarında, eksikliklerini kabul edeceği bu anlayış; devlet kapitalizmi tezine, ülke içinde olmayan rekabeti dış planda sağlayarak ve ülke ekonomisinin büyümesine bir açıklama getirerek yardımcı olacaktı. Cliff’e göre, SSCB’nin “dejenere” olarak bile tanımlanıp “işçi devleti” sayılması için, işçilerin yönetimde doğrudan ağırlığının olması gerekirdi. Olmadığına göre, diğer Troçkistler yaptığı gibi, işçi devleti tanımında ısrar etmenin manası yoktu. Bürokrasi kendi başına bir “sınıf” olarak burjuvazinin tarihsel misyonuna uygun davranıyordu. SSCB tek bir devasa işletme halinde, dünya pazarında rekabet ediyordu. Bu rekabet, ticaret veya sermaye akışı şeklinde değil, esasen silahlanma yoluyla yapılıyordu. SSCB dışarıya doğru genişlemeci, hatta “emperyalist” davranıyordu.


Cliff ve başlangıçta çevresindeki 33 kişilik grup, Eylül 1950’de doğdu ve “Socialist Review” dergisini çıkardı. Derginin sloganı “Ne Washington ne Moskova” idi -yani Üçüncü Kamp olarak bilinen konum. Bu nedenle, iki emperyalizm arası mesele olarak gördükleri Kuzey Kore’yi desteklemediler. Diğer Troçkistlerin tersine, Tito Yugoslavya’sını da desteklemediler. Böylece Troçkist çevreden aforoz edildiler. 1956’da Macaristan müdahalesine tepkiler ve İşçi Partisi gençliği arasında yayılan nükleer karşıtı hareket (CND) sayesinde kısmen büyüseler de, zaten asıl büyük olan taraf G. Healy liderliğindeki Troçkist gruptu (SLL).

1960’tan itibaren “International Socialism” dergisi çıkartılmaya başlandı. Kore savaşı sırasındaki tavırlarını Vietnam için değiştirmek zorunda kaldılar ve bu kez Vietnam’ı destekleme zorunluluğu hissettiler. Asıl ilk atılım yılları, Vietnam dayanışma kampanyaları sayesinde oldu. 1968 sonunda 1.000 üyeyi geçtiler. Bu yıllarda hayli esnek bir örgütlenme anlayışları vardı. Fazla merkeziyetçi ve disipliner değillerdi; grup içinde otonom hiziplerin varlığına izin veriliyordu. (Sean Matgamma’nın “Workers’ Fight”, şimdiki AWL, 1968-1971 arası üç yıl “Troçkist Eğilim” ismiyle ayrı bir hizip olarak onlarla beraberdi. Ayrıca, dergilerinde dışarıdan çevrelere ait yazarlara da yer veriliyordu, örneğin Castoriadis’in “Socialisme au Barbarie” çevresi ya da Posadistler gibi…) Cliff için, bir karşıtlık içinde ele aldığı Lenin’den çok Rosa Luxemburg’un örgüt anlayışı geçerliydi. Leninist model benimsenmiyordu.

Fakat 1968 sonrası bir değişim oldu. Cliff, grubu Leninist hale sokmaya karar verdi. Böyle olunca bir sürü iç tartışma alevlenmiş oldu, ayrılmalar yaşandı. 1973’te “sağ” bir grup ayrıldı: “Revolutionary Communist Group” (Frank Furedi çevresi ve şimdiki sağcı “spiked” grubunun atası). 1975’te de “Workers League” ve “Workers Power” (sol hizip) grupları ayrıldı. Matgamma’nın grubunun ihraç edilmesinde rol oynamış ayrılık noktalarının birinin AET’ye karşı takınılan tavır olduğunu da not edeyim.  

İşçi Partisi dışında bir parti kurma çalışmaları 1977’de meyvesini verdi ve “Socialist Workers Party” (SWP) kurulmuş oldu. Bu yıllarda yükselen işçi mücadelesinde yer almak ve işçileşmeye ağırlık verdiler. 1980’de üçte biri işçi olan 4.000 üyeleri vardı. Haftalık dergileri “Socialist Worker” oldukça iyi bir dağıtım sayısı yakalamıştı. Faşistlere karşı “Anti-Nazi League” (ANL) kampanyasında başrolü almışlardı. 1979 Nisan’ında bir ANL gösterisi ardından Blair Peach isimli üyesi, polislerce kıstırılıp dövülmüştü ve kafasına aldığı darbe sebebiyle ölmüştü.

Cliffçiler, enternasyonal alanda, diğer grupların aksine, uluslararası bir birliğin kurulmasını öncelikli hedefleri arasına koymuyorlardı. Böyle bir enternasyonalin, önce güçlü ulusal partilerin oluşturulmasına bağlı olduğunu savunuyorlardı. Yine de 1960’lar sonu itibariyle, Avrupa ve ABD’de benzer fikirde gruplarla esnek de olsa bağ kuruldu. Fransız “Lutte Ouvriere” çevresiyle işbirliği yapılmasına çalışıldı. Portekiz ve İtalya’da kendilerinden oldukça farklı şeyleri savunan (gerilla ya da otonomistler) çevrelerle bir araya gelinme denemeleri yapıldı. ABD’deki grupları ISO nispeten daha bağımsızdı ve 2003’te ayrılacak, 2019’da ise ülkede en kalabalık grupken kendini feshedecekti. Anglosakson ülkelerde öne çıktıklarını da söyleyebiliriz (ABD, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada gibi.) 

Thatcher ile beraber gelen gerileme yılları, SWP’i de aynı şekilde olumsuz etkiledi. Fakat, SWP küçülen havuzdan büyük balık kalmayı başarmış olarak çıktı! Şöyle ki, Sovyetik CPGB ve diğerleri Doğu Blokunun yıkılışı ertesi dağılırken, Healy’in Troçkist WRP’si liderin yönetim şekli ve seks skandalları ile dağılıp, İşçi Partisi içindeki “Militant” grubu partiden atılıp demoralize olmuşken, Maoistlerin ise zaten hiç güçlü olamadığı ülkede SWP İşçi Partisi haricinde solun en büyük örgütlü gücü halini almıştı. En fazla üye sayısına 1990’lar ortasında 10.000’e yaklaşan bir sayıyla ulaşıldı. Sonrası ise devamlı bir gerileyiş oldu.

1980’lerden itibaren gerileyen sol hareket içinde SWP siyasal  mücadeleyi bir kampanyadan diğer bir başka kampanyaya atlamak şeklinde yürüttü. Bunun sonucu, partide devamlı bir sirkülasyonun olması ancak kazanımların kalıcı olamamasıydı. Örneğin, 2004’te, daha önceki “Savaşı Durdurun” koalisyonunun bir araya getirilmesiyle “Respect” oluşturuldu. George Galloway ile Müslüman aktivistler diğer ortaklardı. SWP politikalarıyla anlaşmazlık yaşanınca 2008’de koalisyon dağıldı. SWP’ye asıl darbeyi vuran ise 2013 yılında yaşanan ve parti liderinin karıştığı taciz iddiasının üzerinin örtülmeye çalışılmasına doğan tepkiler oldu. Sadece ülke içinde ayrışmalar yaşanmadı, İngiltere dışında da ayrılmalar görüldü.

Son skandal ertesi oldukça büyük bir güç kaybına uğradılarsa da Sosyalist Parti ile birlikte halen İngiltere’de İşçi Partisi solunda en önemli çevre sayılabilirler. Fakat tüm keskin retoriklerine rağmen, İşçi Partisi ve sendikalar reformizmine göbekten bağlılar. Hemen her seçimde İşçi Partisi’ne oy verme çağrısı yaptılar, ama “hayallere dalmadan” diye de ekleyerek!

Parti belli bir güce eriştiği anda bile İşçi Partisi illüzyonundan kurtulmayı başaramadı. 70 yıllık mücadelelerinden gelip geçici şeyler dışında geriye ne kaldı diye sorsak, cevap “devlet kapitalizmi” garabeti olur. Burada bunun tartışmasına girmeyeceğim. Başta Mandel ile Kidron ve Chris Harman’ın yaptıkları Troçkistler-arası tartışma olmak üzere uzun uzadıya yapılmış (Harman’ın 1991 tarihli bir makalesiyle Ergin Yıldızoğlu’nun bir yazısının olduğu “Doğu’da Fırtına Koptu” kitabı mesela). Bence, oldukça mesnetsiz olarak SSCB gibi ülkeler sırf “ideal” sosyalizm tanımlamalarına uymuyor diye kapitalist olarak yaftalanma kolaylığına gidilmiş. Ülke içinde bulunamayan değişim için meta üretimi, rekabetçi piyasa, uluslararası alanda aranmış. Bürokrasi sınıf ilan edlmiş. Bunun hazin sonucu, SSCB emperyalizmi olarak görülüp alınabilecek en geri, en boktan, en aşağılık politika tercihlerinin alınması olmuş. Oysa bu hareket içinde Harman’dan başka A. Callinicos kalibresinde birçok aydının yer almış olduğu kabul edilmeli. Ünlü filozof Alasdair MacIntrye de 1960’larda bu çevreye dahil olmuştu bir müddet. Terry Eagleton’un durumu hakeza. Kültür-edebiyat alanları dışında doğrudan politik tavırları ve parti ile ilişkisi hakkında pek fazla bilgim olmasa da, sanırım Eagleton da SWP’yi tasvip eder birisi.

Çoğu Troçkist grubu değerlendirirken dikkat edilmesi gereken nokta, zaten çoğunun oldukça küçük olmalarından dolayı bunları değerlendirirken kişisel özelliklerin, insan faktörünün çok daha ön plana geçmesidir. Yani, teorik tartışma ve çekişmeler çoğu zaman kişiler arası karakter farklılıklarına dahi indirgenebilir. Başarı ya da hatalar da öyle. Fakat SWP ve onun dünya çapındaki bağlantılarını dikkate aldığımızda ideolojik nokta öne çıkıyor. “Devlet kapitalizmi” gibi son derece karşı-devrimci bir tezi savunabilecek düzeye inmiş olanlar hakkında öyle fazla durmak da gerekmiyor. Türkiye’deki seksiyonları Sosyalist İşçi/DSİP ve ne mal oldukları ortada. Bunlar hem, hiçbir mücadeleyi saf sosyalist olarak görmeyip beğenmez; hem de her moda rüzgar, her yeni hareket arkasına takılmaktan geri durmazlar. Bu kimi zaman 2001 Seattle sonrası alter-globalist hareketler olur, 2011 sonrası Arap baharıyla da Müslüman Kardeşler olur. Sonuçta, hiçbir hayır gelmez bunlardan...